Yazıda, üyeler tarafından Derneklere yapılan başvurular kapsamında eşyanın serbest dolaşıma girişinden sonra menşe ispat belgelerinin ve menşe şahadetnamelerinin sonradan kontrollerinde yaşanan sıkıntılar ve bu sıkıntılara binaen yaşanan mağduriyetlerin sıklıkla gündeme getirildiği ifade edildi.
AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü A.TR Dolaşım Belgeleri ve menşe ispat belgelerine ilişkin yapılacak işlemler konulu 2014/1 sayılı genelge ;V. Serbest Dolaşıma Girişte İbraz Edilen Belgelerin Sonradan Kontrolü bölümünde;“(1) Gümrük müdürlüklerinin serbest dolaşıma giriş sırasında kendilerine ibraz edilen A.TR Dolaşım Belgeleri, Menşe şahadetnameleri ve Menşe İspat Belgelerinin doğruluk ve kurallara uygunluğundan şüphelenmeleri halinde söz konusu belgeler sonradan kontrol gerekçeleri de belirtilmek suretiyle veya sondaj usulüyle ilgili ülke nezdinde sonradan kontrolünün yapılmasını teminen gümrük idaresinin bağlı bulunduğu Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğüne intikal ettirilir.” hükmüne istinaden İthalat işlemlerinde sonradan kontrol işlemine nasıl başlanacağı ve devamı maddelerde işlem aşamalarının belirtildiği anımsatıldı.
Yazının devamında, sonradan kontrol aşamasında, yukarıda Genelge ile zikredilen “doğruluk ve kurallara uygunluğundan şüphelenmeleri halinde” İfadesi yerine Makul şüphe tanımının detaylı bir şekilde yapılması gerektiği belirtilerek konuyla ilgili örnek verildi: “Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonu Sisteminin Uygulanması Hakkında Gümrük Genel Tebliği (Avrupa Menşe Kümülasyonu) Sıra No: 2 (22.10.1999 tarih ve 23854 sayılı Resmî Gazete) Tebliğde yapıldığı gibi”
Menşe ispat belgelerinin ve menşe şahadetnamelerinin sonradan kontrollerinde Bakanlığın ilgili ülkeler ile yazışmalarında cevap verme süresinin, ilgili mevzuatlarında belirtildiği hatırlatıldı. Bu süre de yanıt alınamaması durumunda söz konusu işlemde menşe ispat belgesi veya menşe şahadetnamesinin hiç beyan edilmediği kabul edilerek işlem yapılmadığı belirtildi. Uygulama sonucunda yükümlüler tarafından itirazı ve hukuki süreçlere başvurulduğu ve Bakanlık nezdinde adli ve iş yüküne sebep olmakla birlikte yükümlüler için haksız, telafisi güç ve ağır ekonomik mağduriyetlere sebebiyet verdiği vurgulandı.
Sondaj usulüne göre veya şüphe kapsamında yapılan denetlemeler de sonradan kontrole gönderilen, Ticaret Bakanlığı ve Gümrük Müşavirleri Dernekleri nezdinde daha önce gündeme getirilen ve tespit edilen sonradan kontrollerle ilgili aksaklıklar şu şekilde sıralandı;
Sonradan kontrole gönderilen evraklar için yükümlüye tebligat yapılmadığı,
Sonradan kontrole gönderilen evrakların cevap verme sürelerinin aşılmış olmasına rağmen cevap alınamadığı durumlar bulunmadığı,
Başvurunun hatalı mercilere yapılması ya da başvuru makamlarında değişiklikler yaşanmasından kaynaklı cevap alınamadığı durumlar bulunduğu,
Yetkili makam adresinin temin edilememesi sebebi ile yazışma yapılamadığı durumlar bulunduğu,
Sonradan kontrol sürecinin tamamlanmamış olmasına rağmen ek tahakkuk kararı, zaman zaman ise 2014/1 sayılı Tebliğ’ e aykırı olarak ceza kararı düzenlendiği
belirtildi.
Bahsi geçen hususlar sonucunda, sonradan kontrolün varlığından habersiz olan firmaların, ithalat işleminden uzun bir zaman sonra ilave vergi maliyetleri ile veya bazı durumlarda cezai müeyyideler ile karşılaştığı ifade edildi. Buna bağlı olarak yükümlüler tarafından itiraz sürecine başvurulması daha sonra mahkeme süreçleri ile ülke ekonomisi kaynaklarının harcanmakla birlikte kamu iş yükünü arttırdığının altı çizildi.
Ayrıca, Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nün Elektronik menşe konulu çeşitli yazılarında; Elektronik Menşe düzenleyen Ülkeleri ve düzenlenen menşelerin doğruluğunun araştırılması için, QR kodu ile sorgulama, Web adresi üzerinden sorgulama ve E-Posta yolu ile sorgulama gibi yöntemlerle yapılabildiği belirtilmesine rağmen, üyelerden gelen bildirimlerde bazı Bölge Müdürlüklerince elektronik ortamda sorgulama yerine yazı ile sorgulama yapıldığının bilgisi alındığı aktarıldı. Muhtemel mağduriyetlerin ve iş yükü artışının önlenebilmesi açısından Elektronik ortamda sorgulaması yapılabilen menşe belgelerinin mezkûr yazılarda belirtildiği şekilde yapılmasının hem kamu hem de özel sektör açısından fayda sağlayacağı değerlendirildi.
Yazıda son olarak, özellikle sondaj usulü sonradan kontrolü yapılan (belgenin şekil ve içerik yönünden mevzuata uygun olduğu durumlarda) menşe ispat belgeleri ve menşe şahadetnameleri için süresi içerinde cevap alınamaması halinde beyan edilen belgenin aksi ispatlanamadığı sürece hukuk normları çerçevesinde doğru olarak kabul edilmesi, ayrıca sonradan kontrole gönderilen menşe ispat belgeleri ve menşe şahadetnameleri için ithalatçı firmaların sürece dâhil edilerek bilgilendirilmesinin sağlanması hususunda bir düzenlemenin yapılmasının zaruri ihtiyaç olduğu ve yapılacak düzenlemenin haksız vergi tahsili ve cezai uygulamaları engelleyeceği ve mağduriyetlerin önüne geçeceğinin mütalaa edildiği bildirildi.