Ticaret Bakanı Mehmet Muş, cuma günü açıklanacak haziran ayı ihracat rakamlarında rekor beklediklerini belirterek, “İnanıyorum ki 2021 yılı sonu itibariyle ihracatımızı Orta Vadeli Program’ın 2022 yılı hedefi olan 198 milyar dolara ulaştırarak, 200 milyar doların üzerine çıkartmış olacağız.” dedi.
ASO Başkanı Nurettin Özdebir’in konuşmasında işaret ettiği hususları not aldığını bildiren Muş, meselelerin çözümüyle ilgili her daim elinden geleni yapacağını, iş insanlarıyla temas ve iş birliğinin önem taşıdığını söyledi.
Muş, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının en yoğun yaşandığı 2020 yılındaki büyüme ve ihracat rakamlarındaki başarıya işaret ederek, gerek ekonomik büyüme gerekse ihracatta yaşanan bu ivmelenmenin 2021 yılında da hız kesmeden devam ettiğini anlattı. İhracatta görülen güçlü performansın mayıs ayında da sürdüğünü bildiren Muş, şunları kaydetti:
“Mayısta ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 65,5 oranında artışla 16,5 milyar dolara yükseldi. Bu değer tüm yılların en yüksek ikinci mayıs ayı değeri oldu. İhracata yönelen firma sayısındaki artış da sevindiriyor. Yılın ilk 5 ayında ihracat yapan firma sayısı yüzde 12,2 artışla 71 bin 618 oldu. Eximbank kredileriyle yeni ihracata başlayacak firmalara yönelik bazı çalışmalarımızın sürdüğünü, yakın zamanda oradaki mekanizmayı sizlerle paylaşacağımızı ifade etmek isterim. Önümüzdeki cuma günü açıklayacağımız dış ticaret rakamları, ihracatımızın ekonomik büyümenin lokomotifi olmaya devam ettiğini gösterecektir. Haziran ayında rekor bir rakam beklediğimizi buradan ifade etmek isterim. İnanıyorum ki 2021 yılı sonu itibarıyla ihracatımızı Orta Vadeli Program’ın 2022 yılı hedefi olan 198 milyar dolara ulaştırarak, 200 milyar doların üzerine çıkartmış olacağız.”
Salgın sürecinde dünyada pek çok hususun geri döndürülemez şekilde değiştiğini belirten Muş, bölgesel ve sektörel olarak artık oldukça farklı bir tabloyla karşı karşıya kalındığını aktardı. Muş, salgınla başarıyla mücadele edip salgın sonrası dönemi hazırlıklı şekilde karşılayan ülkelerin bu süreçte öne geçeceğine inandıklarını vurgulayarak, “Türkiye olarak hazırlıklarımızı içinde bulunduğumuz asra ve geleceğe damgasını vuracak uzun vadeli bir vizyonla yürütüyoruz. Burada bize ve size düşen görev değişimi iyi okuyup stratejilerimizi ona göre belirlemektir.” diye konuştu.
“Türkiye salgın sonrası hak ettiği yeri alacak”
Muş, salgın sürecinde Avrupa dahil gelişmiş ülkelerin alternatif tedarik merkezi arayışına girdiğine işaret ederek, “Bu koşullar altında coğrafi konumu, güçlü altyapısı, şoklara ve krizlere karşı kazandığı dirençle Türkiye’nin Kovid-19 sonrası yeniden şekillenecek küresel sistemde hak ettiği yeri muhakkak alacağına inanıyorum. Bu dönemde bile adil rekabet şartlarına ve kurallara dayalı serbest ticareti desteklediğimizi sürekli olarak her platformda vurguluyoruz. Ülkemiz stratejik konumuyla, güvenilir tedarikçi kimliğiyle, rekabetçi endüstriyel altyapısı ve nitelikli iş gücü kapasitesiyle küresel değer zincirlerindeki konumunu daha da güçlendirerek alternatif tedarikçi adayı ülkelerden biri olma potansiyelini her geçen gün daha fazlasıyla göstermektedir.” ifadelerini kullandı.
İhracatçıların bu dönemde yeni pazarlara ihracat yapabilmelerine yönelik altyapının sağlanması için çalışmalara devam ettiklerini ve destek mekanizmalarında küresel trendleri yakından takip ettiklerini bildiren Muş, şöyle devam etti:
“Teknoloji odaklı yatırımlara daha geniş imkan ve teşvik sağlayacak yeni nesil ihtisas serbest bölgelerimizle yüksek teknolojili ürün ihracatımızı artırmayı amaçlıyoruz. Ülkemiz küresel ekonomide ortaya çıkan yeni fırsatlardan azami faydayı sağlamak, yeni tehditlere karşı hazırlıklı olmak zorundadır. Ticaret Bakanlığı olarak ülkemizdeki elektronik ticaret altyapısını geliştirmek ve firmalarımızın küresel elektronik ticaret pazarında daha güçlü varlık göstermelerini sağlamak hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Amacımız, hem tüketiciler hem de işletmelerimizin elektronik ticaret içinde güvenli ve etkin şekilde var olmalarını sağlayacak koşulları tesis ederek Türkiye’nin e-ihracatçı tabanının genişlemesini, aynı zamanda büyüyen e-ihracat ve e-ticaret pazarından daha fazla pay almasını sağlamaktır. Ülkemizin bölgesindeki lojistik merkez niteliğindeki stratejik konumunu daha iyi değerlendirmek istiyoruz. Bu manada Bakanlık olarak önümüzdeki dönemde özel sektörün çatı kuruluşlarının öncülüğünde farklı yurt dışı noktalarda açmayı planladığımız yurt dışı lojistik merkezlerin ülkemizin e-ihracatının artmasına önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz. Orada gümrükleme ve iadeyle ilgili bazı teknik aksaklıklar var. Bunlar da gündemimizde. Bunlarla alakalı da bir çare bulmuş olacağız.”