İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın başkanlığında yapılan Ortak Meclis Toplantısı’nın ana gündem maddesi “Üretim Hayatımızın ve Sanayimizin Sorunlarına Çözüm Ararken Odalar Arasında İşbirliği ve Sinerjiler Yaratmanın Önemi” oldu.
Toplantıya İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Meclis Başkanı Adil Sani Konukoğlu ve GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi katıldı.
Toplantının açılışını yapan İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, bu dönemde hem rekabet gücünü artırmak hem de tedarik zincirinde yer almak istenilen bölgelerle iş birlikleri kurulması gerektiğini vurguladı. Okyay, “artık günümüzün tartışmasız gerçeği olan dijital ve yeşil dönüşümün Türkiye ekonomisi ve sanayisinin kapsayıcı ve sürdürülebilir büyümesi için iki şehrin sanayicilerinin önünde çok değerli iş birliği fırsatları oluşturduğunu düşünüyorum” dedi.
Toplantıda konuşan GSO Meclis Başkanı Adil Sani Konukoğlu, odalar arası iş birliği ve ortak proje geliştirmenin önemine değinerek, meclislerin bir araya gelmesinin sanayinin sorunlarına ortak çözümler bulunmasını sağlayacağını ifade etti.
“Öngörülebilir bir fiyatlama ortamı sağlanmalı”
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan gündeme ilişkin yaptığı değerlendirmede, sanayicinin ihtiyaç duyduğu hammaddeden lojistik ve finansmana kadar, üretim süreci için gerekli olan tedarik zincirlerindeki aksamalar ve hammadde maliyetlerindeki yükselişlerin üretim üzerindeki baskıları artırdığına dikkat çekti.
Kurdaki yüksek tansiyonun bir belirsizlik ortamı oluşturduğunu ve bu ortamın yarattığı finansal risklerin kısır döngü haline geldiğini belirten Bahçıvan, girdilerin büyük ölçüde döviz kurları ile fiyatlandığını, sanayicinin maliyet hesabı yapamadığını ve geleceği öngöremediğini aktardı. Bu durumun, yakın dönemde bazı ürünlerin üretiminde ciddi sıkıntılara yol açabileceğini vurgulayan Bahçıvan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Reel sektörün yüksek yatırım iştahının korunabilmesi için her şeyden önce öngörülebilir bir fiyatlama ortamının sağlanması, risk priminin makul seviyelere indirilmesi gerekiyor. Ayrıca son günlerde Türk Eximbank’ın, Merkez Bankası kaynaklı fon akışlarında oluşan ani kısıtlamalar da ihracatçı sanayicilerimizin kredi kalitesini olumsuz etkiliyor. Sanayicilerin beklenti oluşturmakta bir hayli zorlandığı bu ortamda iş yapabilme ve risk yönetebilme yetkinliği de azalıyor.”
Sanayiciler için ihracatın her zaman önemli olduğuna da değinen Bahçıvan, Türkiye’nin bugün 200’den fazla ülkeye, tekstilden otomotive, demir çelikten kimyasallara kadar pek çok üründe ihracat yapabilme kapasitesine sahip olduğunu ifade etti.
Bu başarıya rağmen ihracat/GSYH oranlarının diğer ülkelere göre çok yüksek olmadığını söyleyen Bahçıvan sözlerine şunları ekledi:
“Dünya Bankası verilerine göre ülkemizde mal ve hizmet ihracatının GSYH’ya oranı yüzde 28,6 iken, bu oran Almanya’da yüzde 43,4, Güney Kore’de yüzde 36,9, Macaristan’da yüzde 79,7, Polonya’da yüzde 55,6, Tayland’da yüzde 51,4 ile çok daha yüksek bir orana sahip. Yine ihracat performansı açısından dikkat edilmesi gereken bir diğer gösterge de yüksek teknolojili ürünlerin ihracat içindeki payıdır. Örneğin, dünyada ortalama yüzde 21 olan bu pay ülkemizde ise yüzde 3 ile oldukça sınırlı bir paya sahip. Bu veriler de açıkça gösteriyor ki mevcut potansiyelimize bel bağlamanın ötesine geçerek yüksek katma değer, yüksek teknoloji ağırlıklı bir üretim yapısını gerçek bir başarı için hedeflemek zorundayız. Uzun vadeli başarılar için yeşil dönüşüm, dijitalleşme, beşeri sermaye, verimlilik gibi pek çok boyutu olan alanlarda ilerleme ve gelişme sağlamak durumundayız.”
Erdal Bahçıvan, İSO’nun Ekim 2019 döneminde Gaziantep’i ziyareti sırasında odalar arasında iş birliklerini geliştirmek amacıyla protokol imzalandığını hatırlatarak, ortak çalışma sonucunda iki odanın üyelerinin kapasite raporlarındaki üretim ve hammadde bilgilerini esas alan, çeşitli kriterlere göre arama yapılıp firma bilgilerine ulaşılabilen web tabanlı bir yazılım platformunu hayata geçirdiklerini aktardı. “Sanayiden Sanayiye” adı verilen ve bugüne dek iki oda arasında yapılmış tek uygulama olan bu platformun, üyelerin birbirlerini tanımalarına ticaret ve iş birliği imkanlarının artmasına önemli katkıda bulunacağını sözlerine ekledi.
Toplantıda konuşma yapan, GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi pandemi ile birlikte tedarik zincirinin bozulduğunu ve bunun en az iki yıl daha süreceğinin öngörüldüğünü anlattı. Yeni normalleşmeyle birlikte piyasada talebin arttığını ancak ham madde, navlun, konteyner ve enerji maliyetlerinin dünya ticaretini sekteye uğrattığını dile getirdi. Bazı sektörlerde ham madde bulunamadığı için firmaların üretimlerine ara vermek durumunda kaldığını ifade eden Ünverdi, ülke olarak faiz, kur ve enflasyon üçgeninde bir sıkışma yaşadıklarını ve bunu aşmak durumunda olduklarını aktardı.