TİM Başkanı İsmail Gülle, “Son 6 aylık ihracatımız, 100 milyar doları aştı. Önümüzdeki 15 yıl içerisinde, ihracatımızın büyük ivmeyle artacağını bekliyoruz. Göreve geldiğimizden beri, yıllık ihracat hedeflerimizi her seferinde fazlasıyla aştık. Ülkemiz için daha fazla üretmeye, ihraç etmeye devam ediyoruz. TİM olarak, lojistikte küresel olarak yaşanan soruna, ulusal bir çözüm getirmek adına hazırlıklarımızı tamamladık. Çok yakında, Türkiye Lojistik Portalımızı faaliyete geçirerek, bu portalı ihracatçılarımızın dünyaya açılan kapısı haline getireceğiz.Portalı ile, ihracat hacmimiz artarken, lojistik noktasında önemli avantajlar elde edeceğiz. Portal, lojistik firmalarıyla ihracatçılarımız arasında bir köprü vazifesi görecek. Ürünlerimiz, dünyanın dört bir köşesine artık daha hızlı, daha ucuz ve daha güvenli bir şekilde ulaşacak” dedi.
61 İhracatçı Birliği, 27 sektörü ile 100 bin ihracatçının tek çatı kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ihracat hedefine ulaşmak ve ‘Made in Türkiye’ markasını güçlendirmek amacıyla çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Bu kapsamda TİM, ihracatçı için yeni yol haritası ve yeni vizyon niteliğindeki çalışması ‘İhracat 2021 Raporu’nu kamuoyu ile paylaştı. Bu yılla birlikte üçüncüsü yayınlanan; ihracat beklenti ve öngörülerin detaylarıyla yer aldığı rapor, özellikle pandemi sonrası için ihracatçıya rehber niteliği taşıyor.
Raporda odak tema ‘Küresel Tedarik Zincirindeki Değişim’
Gülle tarafından içeriğinin paylaşıldığı dört ana başlıktaki raporda odak tema ‘Küresel Tedarik Zincirindeki Değişim’ olarak belirlendi. Rapor; ‘Küresel Ekonomi ve Türkiye Ekonomisi: 2020 Performansı ve 2021 Beklentileri, Küresel Ticarette Orta Ve Uzun Vadeli Trendler: Türkiye İçin Fırsatlar ve Riskler, Odak: Küresel Tedarik Zincirlerindeki Dönüşüm Süreci ve TİM 2021 Ajandası’nı içeriyor. Raporun basın lansmanına, TİM Başkanı İsmail Gülle’nin yanı sıra TİM Yönetim Kurulu Üyeleri ile Birlik Başkanları da katıldı. Lansmanda, rapora katkıda bulunan Prof. Dr. Emre Alkin, Dr. Can Fuat Gürlesel ve Prof. Dr. Çağrı Erhan da yer aldı. Alkin ve Gürlesel raporla ilgili birer sunum yaptı.
Tek tuşla ihracatı artıracak portal geliyor
Lansmanda ayrıca ihracat hacmini artıracak bir projenin de hayata geçeceği müjdesi verildi. İhracatçılar, dünyaya açılacağı portal sayesinde hem daha çok ihracat yapacak hem de lojistik noktasında önemli avantajlar elde edecek.
“Her senaryoya hazırlıklı olmalıyız”
İhracatın yarınlarına ışık tutacak çalışmalar gerçekleştirdiklerine dikkat çeken TİM Başkanı İsmail Gülle “İhracat 2021 Raporumuz da, bu vizyonun önemli bir parçası. Yarına hazırlanmak için geleceği bugünden görmeli; her senaryoya hazırlıklı olmalıyız. Gerek ihracat ailemiz gerekse dünyada ilklerle dolu, zorlu bir yılı geride bıraktık. 2020; ekonomiyi, ticareti ve iş yapma biçimlerini doğrudan etkilediği bir yıl olarak tarihe geçti. İkinci Dünya Savaşından bu yana ekonomideki en ciddi durgunluk yaşandı. Ancak ülkemiz G-20 ülkeleri arasında, böylesine zorlu bir yılı, ekonomik büyüme ile kapatan iki ülkeden biri oldu. Tüm zorluklara rağmen üretimi, ihracatı hiçbir zaman durdurmadık. Birçok sektörde yıllık bazda ihracat rekorları kırarken, özellikle nisan ve mayıs aylarında, tüm dünyada ticaretin durmasının etkisiyle yaşadığımız daralmanın olumsuz etkilerini yıl sonuna kadar bertaraf ettik. Hatta aralık ayında da tüm zamanların en yüksek aylık ihracatını gerçekleştirdik. Bu yıl artık geleneksel bir yapıya kavuşan raporumuzun üçüncüsünü, yeni vizyonumuzu, yeni yol haritamızı paylaşıyoruz” dedi.
“Ülkemiz güvenilir tedarikçi olarak öne çıktı”
Geçtiğimiz yıl tedarik zincirlerinde yaşanan sıkıntılar neticesinde, ithalatçı ülkelerin tedarikte tek kaynağa bağımlılığın olumsuzluklarını tecrübe ettiğini kaydeden Gülle “Raporumuzda bu yılki tema, pandemiyle beraber hız kazanan ‘Küresel Tedarik Zincirindeki Dönüşüm Süreci’ oldu. Dünya artık tek bir bölgeden, tek bir fabrikadan çıkan ürünlere bağımlı olamayacağının farkında. Tedarik krizinin zirve yaptığı anlarda, ülkemiz alternatif bir güvenilir tedarikçi olarak öne çıktı. Raporumuzda, bu değişimin doğru anlaşılması anlamında ihracatçımıza yol göstermek için yaptığımız çalışmalara yer verdik. Raporumuz dört ana başlıktan meydana geliyor; Küresel Ekonomi Ve Türkiye’nin 2020 Performansı ve 2021 Beklentileri, Küresel Ticarette Orta ve Uzun Vadeli Trendler, Küresel Tedarik Zincirlerindeki Dönüşüm Süreci ve Meclisimizin 2021 Ajandası” ifadelerini kullandı.
“Rapor, ihracatçımıza pusula olacak”
Gülle, şöyle devam etti: İhracat ailemize bir pusula olacak raporu yayımlamaktaki asıl amacımız; dünya ticaretinde değişimin ve dönüşümün bu denli hızlı olduğu bir dönemde, ihracatçımızın dünden ve bugünden kopmadan, geleceğe emin adımlarla yürümesini sağlamak… Her geçen gün daha yüksek ihracat hedeflerine yürüyor, rekorlarda çıtamızı yükseltiyoruz. Bu başarıları sürdürülebilir kılmak, gelişmeleri doğru okumak, oluşan fırsatları değerlendirmek zorundayız. Raporumuzda yer alan, sektörel ve hedef pazar bazlı, orta ve uzun vadeli projeksiyonlarımızla, ihracatçıların sektörlerinde potansiyeli yüksek pazarlara yönelmelerini hedefliyoruz. Raporumuzda, Türkiye’nin küresel tedarik zincirlerindeki dönüşüm sürecinde durumunu analiz ettik. Ülkemiz küresel tedarik yapılarındaki değişimden en çok yararlanabilecek ülkeler arasında.
“Önümüzdeki 15 yıl içerisinde ihracatımızın büyük ivmeyle artacağını bekliyoruz”
2025-2030 ve 2035 için küresel ticaret ve ekonomi projeksiyonlarına da raporda yer verdiklerinin altını çizen Gülle, şunları söyledi: Önümüzdeki 15 yıl içerisinde, ihracatımızın büyük ivmeyle artacağını bekliyoruz.İhracatçılarımızdan en büyük beklentimiz, mevcut projeksiyonlarımızı dahi yanıltmaları. O günler geldiğinde, 2030 yılında, 2035 yılında, sizlerle buluşup ‘İhracatçılarımız öyle bir performans gösterdi ki, 2021 yılında öngördüğümüz rakamlar düşük kaldı’ demek istiyorum. Bu cümleyi kurabilmek, projeksiyonların üzerine çıkabilmek amacıyla aralıksız bir şekilde çalışıyoruz.
“Hedeflerimiz makul, hayallerimiz sınırsız”
Her ay 1500 firmamız ihracat ailesine katılıyor. Son 6 aylık ihracatımız, 100 milyar doları aştı. Göreve geldiğimizden beri, yıllık ihracat hedeflerimizi her seferinde fazlasıyla aştık. Bu ülke için daha fazla üretmeye, tanıtmaya, ihraç etmeye devam ediyoruz; ve edeceğiz de. Çünkü, büyük bir vizyonumuz var. İhracatla Yükselen Türkiye’de sanayici de üretici de vatandaş da yükselecek. “Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye” hedefimize adım adım ilerliyoruz. Hedeflerimiz makul, hayallerimiz sınırsız…
Türkiye Lojistik Portalı ile hızlı çözüm
Rapor lansmanında ihracatçıya büyük kolaylık sağlayacak olan lojistik portalı müjdesi de veren Gülle “TİM olarak, lojistikte küresel olarak yaşanan sorunları dikkatle takip ediyoruz. Bu küresel soruna, ulusal bir çözüm getirmek adına hazırlıklarımızı tamamladık. Çok yakında Türkiye Lojistik Portalımızı faaliyete geçireceğiz. Bu portal, ihracatçılarımızın dünyaya açılan kapısı haline getireceğiz. Türkiye Lojistik Portalı ile ihracat hacmimiz artarken, lojistik noktasında önemli avantajlar elde edeceğiz. Portal, lojistik firmalarıyla ihracatçılarımız arasında bir köprü vazifesi görecek. Ürünlerimiz, dünyanın dört bir köşesine artık daha hızlı, daha ucuz ve daha güvenli bir şekilde ulaşacak. Önümüzdeki günlerde, Türkiye Lojistik Portalımızın detaylarını sizlerle paylaşacağız. ” şeklinde konuştu.
RAPORDAN BAZI DETAYLAR
Türkiye, 2021 yılında 30. en büyük ihracatçı ülke olacak; 2030 yılında 29. sıraya, 2035’te ise 28. sıraya yükselecek. İhracattaki performans artışıyla dış ticaret açığı da azalacak.
Küresel talep noktasında, 2025-2035 yılında ilk üç sırada yer alması beklenen sektörler sırasıyla, Kimyevi Maddeler ve Mamulleri, Elektrik Elektronik ve Otomotiv Endüstrisi…
Mevcut ihracat büyüme eğilimine gore; en çok ihracat 2025 yılında 38,8 milyar dolar, 2030 yılında 52,1 milyar dolar ve 2035 yılında da 69,9 milyar dolar ile Otomotiv Endüstrisi sektöründe gerçekleşecek.
2035 yılında ikinci sırada yer alması beklenen Kimyevi Maddeler ve Mamulleri sektöründe ihracat; 2025 yılında 25,2 milyar dolar, 2030 yılında 32,6 milyar dolar ve 2035 yılında da 42,2 milyar dolar olacak.
Bu iki sektörü 2025 yılında 19,4 milyar dolar, 2030 yılında 21,6 milyar dolar ve 2035 yılında da 24 milyar dolar ihracat gerçekleştirmesi beklenen Hazırgiyim ve Konfeksiyon sektörü takip edecek.
Savunma ve Havacılık Sanayii sıçrama yapacak
2035’te, ihracat artışının en yüksek olacağı sektör, yüzde 425’le Savunma ve Havacılık Sanayii… Bu sektörü yüzde 297 artışla Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller, yüzde 179 artışla Makine ve Aksamları, yüzde 164 artışla Halı ve yüzde 156 artışla Mücevher sektörü takip edecek.
Küresel talepte ilk on sektör, hem 2025 hem de 2035 yıllarında aynı olacak. 2025’te 9. sırada yer alacak Tekstil ve Hammaddeleri sektörü, 2035 yılında 12. sıraya gerileyecek.
2025 yılında 11. sırada yer alacak Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri sektörü, 2035 yılında onuncu sıraya yükselecek.
Çelik sektörü, 2025 yılında dördüncü sırada yer alırken 2035 yılında altıncı sıraya geri-leyecek. Elektrik Elektronik sektörü de 2025 yılında beşinci sırada iken, 2035 yılında sekizinci sıraya düşecek..
2025 yılında dördüncü sırada yer alan Makine ve Aksamları sektörü, 2035 yılında yerini Mücevher sektörüne bırakacak. Aynı şekilde Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri ile Madencilik Ürünleri sektörleri de yer değiştirecek.
Bir başka yer değiştirme; Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri ile Savunma ve Havacılık Sanayii sektörleri arasında görülecek.
Küresel İhracat Projeksiyonu
İhracat büyüme eğilimine gore; küresel ihracatın 2030 yılında 29,2 trilyon dolar, 2035 yılında ise 37,66 trilyon dolar olması öngörülmektedir.
Çin’in 2030 yılında 5,03 trilyon dolar olması beklenen küresel ihracatının 2035 yılında 7,42 trilyon dolara yükselmesi ve en büyük ihracatçı ülke olarak sıralamada zirvede yer alması bekleniyor.
ABD’nin 2030 yılında en çok ihracat yapan ikinci ülke olarak 2,5 trilyon dolarlık ihracat yapması beklenirken, 2035 yılında ise ihracatının 3,2 trilyon dolara yükseleceği tahmin edilmekte. Bu da ABD’nin dış ticaret açığının daha da artacağını göstermesinin yanında, yeni ticaret savaşlarının başlamasına neden olabilecek bir gelişme olarak da öne çıktı.
Günümüzde en fazla ihracat yapan üçüncü ülke olan Almanya’nın 2025 ve 2030 yıllarında da üçüncü sıradaki yerini koruyacağı, 2035 yılında yerini Vietnam’a bırakacağı öngörülmekte.
Vietnam, Almanya’yı geçebilir
Almanya’nın ihracatının 2030 yılında 1,97 trilyon dolar 2035 yılında da 2,3 trilyon olması öngörülmektedir. Almanya’yı ihracat sıralamasında 2035 yılında geçeceği beklenen Vietnam’ın ise, 2025 yılında 493,2 milyar dolar, 2030 yılında 1,07 trilyon dolar ve 2035 yılında da 2,34 trilyon dolarlık ihracat yapması bekleniyor.
Küresel Tedarik Yapılarında Değişim ve İhracatçı Ülkelerin Konumları
Küresel tedarik yapılarında değişim farklı sektörler için farklı etkiler yarattı. Bu çerçevede sektörlerde üretim ve ihracat alanında rekabet gücü yüksek ülkelerin fırsatlarının daha yüksek olacağı öngörüldü. Küresel tedarik yapılarındaki değişimden yararlanabilecek çok sayıda potansiyel ülke bulunmakta. Ancak ülkeler rekabet güçleri yüksek olan sektörlere ağırlık verecekler. Bu çerçevede küresel tedarik yapılarında değişimden yararlanabilecek ülkeler üç grupta toplulaştırılmış. İlk grupta ileri teknoloji ve inovasyon yoğunluklu imalat sanayi üretimi yapan ülkeler bulunmakta. İkinci grupta orta yüksek teknoloji yoğunluklu imalat sanayi üretimi yapan ülkeler var. Türkiye bu grup içinde yer alıyor. Bu grup içindeki sektörler otomotiv, makine ve ekipman, elektrikli teçhizatlar gibi orta yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlerdir. Üçüncü gruptaki ülkeler ise daha çok düşük üretim maliyetlerine dayalı üretim ve ihracat yapan ülkelerdir.
Küresel Tedarik Yapılarında Değişim ve Türkiye’nin Potansiyeli
Türkiye küresel tedarik yapılarındaki değişimden en çok yararlanabilecek ülkeler içinde yer almakta. Nitekim Türkiye’nin üretim ve ihracatta alt yapıya ve rekabet avantajlarına sahip olduğu çok sayıda sektörde tedarik değişimlerinin yüksek olması bekleniyor. Türkiye küresel tedarik zincirleri değişiminde çok yüksek potansiyele sahip sektörlerden hazır giyim, ayakkabı ve deri sektöründe önemli bir üreticidir ve rekabet gücü de yüksektir. Türkiye küresel tedarik zincirleri değişiminde yüksek potansiyele sahip sektörlerden tekstil ve mobilya sektörlerinde önemli bir üreticidir ve rekabet gücü de yüksektir. Gemi ve yat sektörü de önemli bir üretim alt yapısına sahiptir. Türkiye küresel tedarik zincirleri değişiminde orta potansiyele sahip sektörlerden elektrikli teçhizatlar, kauçuk ve plastikler ile metal eşya sanayilerinde önemli bir üreticidir ve rekabet gücü de yüksektir. Havacılık ve uzay sanayi alanında da hızlı gelişme göstermektedir. Türkiye küresel tedarik zincirleri değişiminde düşük potansiyele sahip sektörlerden makine ve ekipman, otomotiv ile cam, seramik ve çimento sanayilerinde önemli bir üreticidir ve rekabet gücü de yüksektir. Tarım ürünlerinde Türkiye alternatif bir tedarikçi olmakla birlikte kendine yeterliliği ile ön plana çıkmaktadır. Rafine petrol ürünleri üretim altyapısı da güçlenmektedir. Türkiye küresel tedarik zincirleri değişiminde çok düşük potansiyele sahip sektörlerden gıda ve içecekler, ağaç ve orman ürünleri ile kimyasallar sanayilerinde de önemli bir üreticidir ve birçok üründe rekabet gücü de yüksektir.
Türkiye tedarikte Avrupa için en önemli potansiyel ülke
Türkiye’nin küresel tedarik zincirinde dönüşüm sürecinde güçlü yönleri; sanayi üretiminde ürün ve sektör çeşitliliği ile gelişmiş yan sanayine sahip olması. Esnek ve hızlı üretim yapısı, yüksek ürün standartları ve standartlarda AB ile uyumu, güçlü lojistik firmalara ve hizmetlere sahip olması, yüksek liman ve taşımacılık kapasitesi (kara-deniz, demir, hava yolları) ile gelişmiş ihracat finansman olanaklarının bulunmasıdır. Türkiye’nin küresel tedarik zincirinde dönüşüm sürecinde fırsatları; Tedarik güvenliği eğilimi kapsamında potansiyel ülke olarak öne çıkması, emisyon sınırlamaları kapsamında gelişen yakından tedarik eğilimi içinde Avrupa pazarına yakınlık avantajı, bölgeselleşme eğilimi içinde Avrupa için en güçlü potansiyel tedarikçi olması, AB pazarı için gümrük birliği ile sağlanan vergi avantajı ile yüksek navlun fiyatları karşısında yakından tedarikte Avrupa için en önemli potansiyel ülke olmasıdır.
Türkiye’nin güçlü yönleri
Raporda Türkiye’nin güçlü yönleri; sanayi üretiminde ürün ve sektör çeşitliliği, gelişmiş yan sanayi, esnek ve hızlı üretim yapısı, ürün standartlarında AB ile uyumu, güçlü lojistik hizmetler, yüksek liman ve taşımacılık kapasitesi, (Kara, deniz, demir ve hava yolları), gelişmiş ihracat finansman olanakları olarak sıralandı.
Türkiye İçin Fırsatlar
Tedarik güvenliği eğilimi kapsamında potansiyel ülke, emisyon sınırlamaları kapsamında gelişen yakından tedarik eğilimi içinde yakınlık avantajı, Bölgeselleşme eğilimi içinde Avrupa için en güçlü potansiyel tedarikçi, AB pazarı için Gümrük Birliği ile sağlanan vergi avantajı, yüksek navlun fiyatları karşısında yakından tedarikte Avrupa için en önemli potansiyel…. Türkiye’nin 2021 yılında karşılaşacağı küresel gündem kaynaklı olası risk ve fırsatlar iş ve siyaset dünyasının yol haritasının belirlenmesinde faydalı olabilir.
Türkiye için küresel gündem kaynaklı fırsatlar şöyle sıralanabilir
Güçlü ticari ortaklıktan daha fazlasını ifade eden Türk-Amerikan ilişkileri, Trump döneminde liderler arası ikili ilişkiler üzerinden yürütülürken, Biden’ın seçilmesiyle tüm kırılganlıklara karşı tekrar kurumsal bir zemine oturabilir. Türkiye, Biden yönetimi ile beyaz bir sayfa açılması yönünde sinyaller verdi. Suriye’deki YPG-PYD terörü, S-400 gibi sorun alanlarında asgari müşterek noktaların bulunması halinde Türk-Amerikan ilişkilerinin seyri, Türkiye’nin yabancı yatırımcı nezdindeki algısı ve Türk lirasının değeri açısından da önemli fırsatlar doğurabilir. Türkiye’nin en büyük ikinci ihracat pazarı olan İngiltere ile imzaladığı ve Brexit sürecinin sona ermesinden bir gün sonra 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Serbest Ticaret Antlaşması Türk ihracatçısı açısından fırsat olarak görebilir. Bu aynı zamanda, Türkiye’nin farklı ticaret ittifaklarının önünü de açabilecek bir gelişmedir.
Türk Dış Politikası’nda elde edilen kazanımlar dış ticarette yeni fırsatlar doğuruyor
Pandemi döneminde tüm toplumlar dijital teknoloji olanaklarıyla daha da entegre oldu. Bir zihinsel olgunluk ve uluslararası farkındalık yaşandı. Dolayısıyla demokrasi dışı birimlerin sürdürülebilir olmadığı bu süreçte daha da net görüldü. 1946’dan beri çok partili bir düzenin 1952’den beri de NATO üyesi bir demokratik düzenin varlığı, Türkiye’yi bölge ülkeleri bakımından da daha da önemli bir cazibe merkezi haline getirecek. Türk Dış Politikası’nda elde edilen kazanımlar dış ticarette yeni fırsatlar doğurmakta. Azerbaycan-Ermenistan savaşında Türkiye aktif olarak Azerbaycan’a destek verdi. Çatışmalar sonucunda Ermenistan işgal bölgelerinden çekildi. Bu durum, Türkiye’nin doğu-batı ekseninde yürüttüğü dengeli dış politika ile yeni fırsatlar yaratabilir. Benzer şekilde Türkiye’nin BM tarafından tanınan Libya ile deniz anlaşması imzalamasıyla Libya’yı önemli bir etki haline getirdiği görülüyor. Libya da Türk ihracatçılar için önümüzdeki dönemde önemli bir fırsat kapısı haline gelebilir.
Türkiye için yeni fırsatlara kapı açacak
Çin’in esasen Trans Pasifik Ticaret Ortaklığı’na karşı oluşturduğu, Kuşak Yol İnisiyatifi’nde Türkiye’nin coğrafi ve kültürel olarak merkezi bir rolde bulunmasının yanı sıra yumuşak gücünden ve tarihsel derinliğinden kaynaklı olarak geniş bir sahaya etki etmesi bu projedeki ağırlığını daha da yükseltecek. İnisiyatif kapsamında bulunan finansman ve ticaret fırsatları hassasiyetle takip edilmeli. Türkiye’nin, 2005 yılını Afrika Yılı ilan etmesinin ardından bölgeye yönelik istikrarlı bir dış politika uygulamakta. 1 Ocak 2021 itibariyle yürürlüğe giren Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Alanı Anlaşması, Türkiye’nin kıtayla olan istikrarlı ilişkilerine ticari boyutta ivme kazandırabilecek başlıkları içinde barındırmakta. Somali, Tunus, Nijerya, Nijer gibi ülkelerde ilişkilerini güçlendirmesi Akıllı Güç unsurlarını doğru kullanması Türkiye için Afrika kıtasında yeni çok boyutlu yeni fırsatlara kapı açacak.