Aralarında Eski Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN’in de aralarında bulunduğu 8 sporcu 18 Temmuz sabahı Anamur’dan kulaç atmaya başlayarak, 93 km’lik zorlu parkuru kesintisiz bir şekilde yüzecekler. 20 Temmuz günü Girne Çıkartma Plajı’nda bitmesi planlanan maratonun sonunda sporcular, Türk Bayrağını Kıbrıslı yetkililere teslim edecek.
Organizasyon, ÜNSPED Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetler A.Ş. sponsorluğunda gerçekleştirilecek.
Organizasyon hakkında konuşan Organizasyon ve Komite Başkanı Mustafa ÖZER şu bilgileri aktardı:
“2020 yılında başladığımız Türk bayrağını Anamur’dan alıp Kıbrıs’ta Yavuz Çıkartma Plajına çıkarma etkinliğimizin bu sene de üçüncüsünü Ünsped’in sponsorluğunda yapıyoruz. Kıbrıs’ın Kurtuluş günü olan 20 Temmuzda Anamur’dan aldığımız Türk bayrağını, kulaçlarımızla Kıbrıs’a taşıyacağız. Eski Devlet Bakanımız Sn. Kürşat Tüzmen’in kaptanlığını yaptığı takım halinde bir geçiş olacak. Amacımız, hem ülkemizi tanıtmak hem de bunu yapabildiğimizi tüm dünyaya göstermek. Bu tür organizasyonlarda bizlere destek olunursa biz bunların daha iyisini yapmak için mücadele edeceğimizi buradan belirtmek isterim. Burada tek sıkıntımız sponsorluk çünkü bunun belli bir maliyeti var ve bunu aşmamız gerekiyor. Bize bu konuda destek verilsin. Biz gönüllü olarak bu işi yapmak için elimizden gelen her şeyi yaparız.”
Organizasyon sponsorluğunu üstelenen Ünsped Gümrük Müşavirliği ve Lojistik Hizmetler A.Ş.’nin kurucusu Haluk ÜNDEĞER, spora ve sporculara verdiği önemden bahsetti. ÜNDEĞER konuşmasında,
“Spor çocuklarımızın gelişimi için aslında en önemli kısımlardan, tamamlayıcılardan bir tanesi. Gençlerimizin bir taraftan eğitim alırken spor yapması çok önemli. Eğitim ve sporun bir arada bulunarak çocuklarımızın, gençlerimizin yetiştirilmesi gerektiğine inanan bir kişiyim. Allah imkân verdi bazı şeyler yapabildim. Bunların gururunu tabii ki yaşıyorum. Güzel şeyler çıkıyor ortaya, güzel sporcularımız çıkıyor. Bu beni de tatmin ediyor bir taraftan. Diyorum ki ben de çevrem için bir şeyler yapabildim. Ama önemli olan spora ve spor yapanlara destek olmak. Açık denizde Türkiye’den Kıbrıs’a yüzmek benim yapamayacağım bir şey ama yapanlar var. Ben ne yapabilirim? En fazla yardım ve destek yapabilirim. Ben de onu yapıyorum. “ ifadelerini kullandı.
Gümrüklerden Sorumlu Eski Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen Takım Kaptanı
Gümrük TV olarak mikrofonumuzu Eski Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN’e uzattık. Hem organizasyon ile ilgili hem de sektörle ilgili sorular yönelttik.
– Mersin’den Kıbrıs’a 93 km yüzeceksiniz. Bize biraz bu deneyimden bahseder misiniz?
Bu toplantımızı Ünsped Spor ve Kültür Kompleksinde yapıyoruz. Ünsped buraya ciddi bir destek veriyor, sporcularımızı destekliyor. Bu üçüncüsü, yani bizim Anamur’dan Girne’ye tam olarak 93 kilometre yaptığımız uluslararası ultra maraton.
Bu yaptığımız çalışmanın üç ana bacağı var. İlki, bir kere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulduğu yıldan bu yana başka ülkeler tarafından tanınırlığı en az olan ülkelerden bir tanesi. Biz bunun farkındalığını artırmaya çalışıyoruz ve bunu bir spor etkinliği ile yapıyoruz.
İkincisi, Akdeniz’in bir Türk Gölü olduğunu herkese göstermeye çalışıyoruz. Bizim kıyılarımızdan çıkıp Kıbrıs’a geliyoruz. Yaptığımız bu çalışmada bir barış deniz haline getirmeye çalışıyoruz Akdeniz’i.
Üçüncü olarak çok zengin hidrokarbon kaynaklarının üzerinde yüzüyoruz yani bir kulacımızı attığımız zaman doğalgaz, diğer kulacımızı attığımız zaman petrol kaynaklarının üstünde yüzüyoruz ve bu bölgedeki ülkelere özellikle Türkiye’ye büyük yarar getirecek kaynaklardan bahsediyoruz. Haksızlıkları bir kenara bırakarak, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine doğru olanı vermek gerektiğine inandırmaya çalışıyoruz dünyayı. Misyonumuz aslında bu üç aşamadan oluşuyor.
“Gümrükler İhtisas İşi”
– 2002-2009 yılları arasında Dış Ticaret ve Gümrüklerde Sorumu Devlet Bakanı olarak görev aldınız. An itibariyle gümrükler Ticaret Bakanlığı çatısı altına toplanmış durumda. Bu konuda neler düşünüyorsunuz? Bu durum gümrükleri nasıl etkiledi sizce?
Açık söylemek gerekirse, gümrüklerin benim geldiğim dönemde de benden önceki dönemlerde de hep böyle ikinci plana itilme durumu vardı. Mesela gümrüğün gelir getiren kısımları maliyede olurdu. Giderlerine de kimse karşılık vermediği için gümrüklerin bütçesi hep sıkıntılıydı.
Müsteşarlık dönemimde bunu gördüğüm için Bakan olduğum zaman hem dış ticaretten, hem gümrüklerden, hem Eximbank’tan, hem yurtdışı müteahhitliklerden sorumlu birim olduğu zaman adı tam oturdu. Hem gümrüklerden sorumlu, hem dış ticaretten sorumlu bir Devlet Bakanlığı oldu.
Gümrükler İhtisas işi. Ben o dönemde her sene gümrüklerden 20 tane kamuda çalışan memur arkadaşımızı mastır programına gönderiyordum yurt dışına ki işleri daha güzel hale getirelim. 12’li tarife, Gümrük tarife istatistik pozisyonu sistemlerine ulaşılması, 8’li tarifelerden bunlara geçilmesi; bunlar hep teknik işlerdir. Gümrüklerde çalışanlar aslında son derece teknik donanımlı arkadaşlardır ama hep gümrükler ikinci plana üçüncü plana indirgendiği zaman olay tamamıyla farklı bir şekle geliyor benim gördüğüm.
Önemli bir birim ki bir zamanlar biliyorsunuz Ticaret Bakanlığı ayrı bir bakanlıktı, Gümrük Bakanlığı ayrı bir bakanlıktı. Öylesine bir yapı vardı ki ayrı ayrı bakanlıklar arasındaki problemler ancak böyle zor durumlarda çözülebiliyordu.
Bütün Gümrük ve dış ticaret bende olduğu sürece gümrük personelinin yenilenmesi, kapıların yenilenmesi, yap işlet devret modeliyle özel sektöre kapıların işletilmesinin verilmesi, gümrüğün içerisinde x-ray cihazlarının kapılara yerleştirilmesiyle ciddi bir aşama kaydettiğimize inanıyorum. Zaten gümrük de kendisine sahip çıkan Bakanını hiç yalnız bırakmadı.
“Gümrüklerin hak ettiği yere getirilmesi gerektiğine inanıyorum”
Emin olun burada tabii Gümrük Müşavirleri de çok önemli. Gümrük Müşavirleri özel sektör ile gümrüklerin arasındaki mekanizmaları çok iyi bir şekilde kurarak işlerin düzgün bir şekilde gitmesine sebep oluyor. Gümrük olmadığı zaman Gümrük Müşavirliği olmadığı zaman böylesine 300-400 milyar dolarlık bir dış ticaret hacminin nerede göreceksiniz?
Dolayısıyla bunlar rahatlatıldığı zaman ulaştırmanın da tabii bunda çok etkisi var, lojistiğin de çok etkisi var ama Gümrük kapılarındaki memurların ne isteniyorsa hem kontrol mekanizmalarını yerine getirecekler, hem de bir taraftan rahat ticaret akışını da izin verecekler. Bunları sağlamak zordur. Bu ayrımı yapabilecek kapasitede, güçte insanların buralarda olmasın da çok büyük bir gurur duydum.
O dönemde yasadışı ürünlerle ilgili olarak yakalamalarımız en üst noktadaydı. Yasal ürünler ile ilgili olarak da geçişler en rahat durumdaydı. Böyle kuyruklar falan kapılarda göremezdiniz. Karşı ülkelerin gümrüklerine de ben bunu birebir götürürdüm ve o bakanlarla konuşurduk. Bulgaristan sınırında, İran sınırında, Irak sınırında bir sıkıntı oldu mu hemen gider anında orada çözerdik. Böyle 10 km, 20 km, 30 km kuyruklar o dönemlerde hiç olmadı.
Bugün bakıyorum çok önemli bir birim olan Gümrüklerin hak ettiği yere getirilmesi gerektiğine inanıyorum. Arkadaşlar üzülmesin biz sahipsiziz diye düşünmesinler. Zaman zaman bu tip siyasi düzenlemeler oluyor. Gümrük Teşkilatı her zaman bir gümrük teşkilatı olarak Türkiye’nin kuruluşundan bugüne bence temelindedir.
Ben Gümrük TV’nin çok önemli bir yayın organı olduğuna inanıyorum. Gümrükteki gerek sıkıntıların, gerek yapılan doğru işlemlerin iyi bir şekilde anlatılarak bütün uzman görüşlerine yer verilerek, daha fazla insanın bilgilendirilmesinin çok önemli bir iş olduğunu düşünüyorum.
Belki diğer medya kuruluşları gibi tanınırlığı o kadar fazla değildir ama çok sofistike bir iş, çok uzmanlık gerektiren bir iş yapıyorsunuz. Bu bakımdan gerek Gümrük TV çalışanlarını, gerek kuranları ve içerisinde yer alanları tebrik ediyorum.
