Yazıda, İGMD’nin 27 Nisan 2022 tarihli yazısına atıfla; antrepodaki eşyanın satış yolu ile devrinde ve sağlanan depo hizmeti sonunda, serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutularak ithal edilmiş malın döviz ile yurt içinde firmalara veya acentelere satışlarında ve nakliye karşılığında yapılacak olan ödemelerin kambiyo mevzuatında yapılan değişiklikler çerçevesinde hangi para cinsinden yapılacağı hususunda tereddütler oluştuğu aktarıldı.
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın 4 üncü maddesinin (g) bendinin “Türkiye’de yerleşik kişilerin, Bakanlıkça belirlenen haller dışında, kendi aralarında menkul ve gayrimenkul alım satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli kararlaştırılamaz.” hükmünün amir olduğu belirtildi.
Öte yandan, söz konusu hükme ilişkin detayların Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ (2008-32/34)‘in 8 inci maddesinde belirtildiği; yedinci fıkrasında Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri, ihracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri, Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri, Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan, yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan veya yurt dışında başlayıp yurtdışında sonlanan hizmet sözleşmeleri ile Kültür ve Turizm Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinde akdedeceği konaklama hizmet sözleşmeleri dışında kalan danışmanlık, aracılık ve taşımacılık dahil hizmet sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmeden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden ya da dövize endeksli olarak kararlaştırmayacaklarının hüküm altına alındığı aktarıldı.
Diğer taraftan, Hazine ve Maliye Bakanlığına iletilen talepler çerçevesinde; Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın 20 nci maddesinin birinci fıkrası ve 2008-32/34 sayılı Tebliğ’in 16 ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında Bakanlıkça, gümrüklü liman sahalarında sunulan hizmetler bakımından Türkiye’de yerleşik kişiler arasında akdedilecek iş ve hizmet sözleşmelerinde sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabilmesine imkan sağlandığı ifade edildi.
Bu çerçevede; gümrüklü liman sahalarında sunulan hizmetler kapsamında Türkiye’de yerleşik kişiler arasında akdedilecek iş ve hizmet sözleşmelerinde sözleşme bedelinin ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinde veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasının mümkün bulunduğu iletildi.
Ayrıca anılan Tebliğ’in 8 inci maddesinin yedinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, antrepo faaliyetlerinde bulunan firmalar tarafından ihracat yüklerine verilen hizmetlere ilişkin olarak Türkiye’de yerleşik kişilerle akdedilecek hizmet sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılabileceğine dikkat çekildi.
Bununla birlikte, 2008-32/34 sayılı Tebliğ’in 8 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası “Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedelini ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırmaları mümkündür. Ancak sözleşme konusu ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunludur.” şeklinde düzenlendiği belirtildi.
Bu kapsamda, Türkiye’de yerleşik kişilerce akdedilecek menkul satış sözleşmelerinde sözleşme bedellerinin ve diğer ödeme yükümlülüklerinin, döviz cinsinden kararlaştırılmış olsa dahi, Türk parası ile ödenmesi ve kabul edilmesinin zorunlu hale geldiği ifade edildi. Bu nedenle de gerek antrepoda satışta gerekse serbest dolaşıma, giriş rejimine tabi tutularak ithal edilmiş malın döviz ile yurt içinde firmalara veya acentelere yapılacak satışlarda sözleşme bedellerinin ve diğer ödeme yükümlülüklerinin, döviz cinsinden kararlaştırılmış olsa dahi Türk parası ile ödenmesi ve kabul edilmesinin zorunlu hale geldiği iletildi.
Öte yandan nakliye ile ilgili olarak, yukarıda da bahsi geçen Tebliğ’in 8 inci maddesinin yedinci fıkrası çerçevesinde uluslararası nakliye sözleşmeleri kapsamında herhangi bir değişiklik yapılmadığından, istisna kapsamına giren uluslararası taşımacılığa ilişkin hizmet sözleşmelerinde ödemelerin döviz cinsinden yapılması mümkün bulunduğu ifade edildi.
Bununla birlikte, menkul satış sözleşmelerinde ödeme yükümlülüklerinin Türk parası cinsinden yerine getirilmesi zorunluluğuna ilişkin ilave istisnalar tanımlanması halinde Hazine ve Maliye Bakanlığınca konuya ilişkin duyuru yapılacağı bildirildi.